Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | kötü biçimde | ill adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | kötü biçimde kaçırılmış fırsat | badly missed opportunity n. |
General | sonuç vermek (iyi ya da kötü biçimde) | redound v. |
General | en kötü biçimde | worst adv. |
General | kötü niyetli bir biçimde | mean-spiritedly adv. |
General | kötü niyetli biçimde | malevolently adv. |
General | çok kötü biçimde | atrociously adv. |
General | çok kötü biçimde | abominably adv. |
General | kötü şöhretli biçimde | notoriously adv. |
General | kötü bir biçimde | naughtly [obsolete] adv. |
General | kötü bir biçimde | execrably adv. |
General | kötü niyetli bir biçimde | meanspiritedly adv. |
Idioms | ||
Idioms | kötü bir biçimde yakalamak | catch with trousers down v. |
Idioms | kötü bir biçimde yakalamak | catch with pants down v. |
Idioms | kötü biçimde düşmek | come a cropper v. |
Idioms | (müsabaka dışı kalacak kadar) kötü bir biçimde yaralanmak | crash and burn v. |
British Slang | ||
British Slang | midenin kötü biçimde bozulması | delhi belly n. |